Prof. Dr. Mustafa Koç

AİLE ÇOCUK OKUL VE GELECEK

Yazar: Prof. Dr. Mustafa Koç
Tarih:
Okunma: 2850
Yorum:
Yazı Boyutu: a - a - a - a
Paylaş:

İnsanın  benlik ve kişilik gelişimine yön veren en önemli gelişimsel dönem aile ile başlayıp okula gidinceye kadar geçen süredir. Bu süre içerisinde çocuk sevgiyi ve dostluğu öğrenir. Bir başka deyişle anne çocuk için sevgi ve  dostluğun deneyimidir. Anne bu dönemde bu iki deneyim için yeterince kaynak olamaz ise çocuk yetişkin yaşamda bu iki duygunun peşinde koşan bir define avcısı gibidir ve mutlaka bir gün psikolojik yardım almak zorunda kalır. Bu dönemin ne kadar önemli olduğunu  ifade edebilmek için çocuğun aile ile birlikte hazırlayacağı ve bir başka kaynağın hazırlasa dahi asla yeterli düzeyde işlevsel olmayacağı çeyizin içinde neler var bakalım.

Çocuk dünyaya geldiğinde bir başkasının yardımı olmadan hayatta kalma şansı en az olan canlı yavruların başında gelmektedir. Bu çocuğun her zaman böyle olacağı anlamına gelmiyor. Kendini kaynak gören, hemen pes etmeyen, amacına ulaşmak için elinden geldiğince mücadele eden biri olmayı hem öğrenebilir hem de tam bunların tersi  başkasının yardımına duyduğu o ilk gün ihtiyacını ömür boyu hissedebilir. Bu bağlamda bireyin çocukluğu onun geleceğidir sözü doğrudur. İnsanın kendini en güvenli hissettiği yer anne rahmidir. Doğumla birlikte başlayıp bir yaşına kadar çocuğun kazanması gereken en önemli duygu da güvendir. Doğum öncesinde ihtiyaçlarının karşılanmasındaki düzen ve  tutarlılık  doğum sonrasında da devam ederse çocuk öncelikle  ihtiyaçlarını düzenli ve tutarlı bir şekilde karşılayan    kimseye, daha sonra kendine ve en sonunda da dünyaya güvenmeyi öğrenmektedir. Çocuğun güven duygusu kazanabilmesi için onun hem fiziksel hem de psikolojik ihtiyaçlarının düzenli ve tutarlı bir şekilde karşılanması gerekir. Çocuğun güven duyusunu kazandığına ilişkin hem fiziksel hem de psikolojik dışa vurumlar söz konusudur. Bunlar, uykusunun derinliği, beslenmesinin kolaylığı, bağırsaklarının rahat çalışması ve hiç bir ihtiyacı olmadığında annenin yanında olmamasına ilişkin kaygı duymaması. Bunların tersini gösteriyorsa güven duygusu gelişmemiştir.

Çocuğun ikinci olarak kazanması gereken temel düşünce tarzı "kontrol bende" ve bu düşünce tarzına uygun olarak da kazanacağı duygu bağımsızlıktır.  Kontrol bende düşüncesini kazanması için çocuğa yapılacak en işlevsel yardım kaslarını kullanma ve amaca yönelik olarak kullanmasına katkı sağlayacak ortamlar düzenlemek ve yaşantısını zenginleştirmektir. Bu dönem verilen tuvalet eğitiminin de esas amacı ilgili kasları uygun yerde tutma ve uygun yerde bırakma amaçlı olmalıdır. Tuvalet eğitiminin başarılı olması sonucunda çocukta kontrolün kendisinde olduğunu ve buna bağlı bağımsızlık duygusunun gelişmesi için hem bilişsel hem de duygusal zeminin oluştuğu söylenebilir. Bir şeyi başlatmada, başladığı işi sürdürmede ve başladığı işi sonlandırmada istenen düzeye ulaşabilecek  içsel dinamik olan özerklik duygusu oluşmuştur. 

Okula başlamadan önce çocuğun kazanması gereken son gelişimsel özellik girişimcilik duygusudur. Bu duygu çocuğun seçimler yapması anlamına gelmektedir. Eğer aile çocuğun tek başına başlatabileceği işler için uygun ortamlar oluşturursa ve bu ortamlarda isteten davranışı ortaya çıkarabilecek uyarcıları turtalı ve dengeli bir şekilde  sunarsa girişimcilik duygusu oluşur. Burada önemli olan çocuğun başarabileceği işleri yetişkinlerin değil çocuğu yapması ve ikinci aşamada ise çocuğun yaptığı davranışların sonucuna katlanmasını sağlamak gerekir. Bu hem çocuğun seçim yapma hakkının olduğunu, hem de yaptığı seçimlerin sorumluluğunu alması gerektiğine ilişkin öğrenmeleri gerçekleştirir.Bu öğrenmeler sonucunda vicdan dediğimiz yapı oluşmaktadır.  Bu sürecin sonucunda çocuk, hem sorumluluk almayı, sorumluluk aldığı ölçüde de özgür olmayı başarır. Çünkü yaptığı seçimler onun karakterini karakteri de onun kaderini belirler.

Bu tabloyu ortaya koyduktan sonra şimdi gelin iki varsayımı test edelim. Birinci varsayım çocuk okula başlayıncaya kadar bu gelişimsel özellikleri yani güven, bağımsızlık ve girişimcilik duygusunu kazanmadan okula başladı. Bu çocuk okulla birlikte çalışkanlığı kazanacak. Bu üç duygudan yoksun yani kendine güvenmeyen, özerklik duygusu olmayan ve bir işi başlatma sonucu yaşayabileceği suçluluk duygusundan korkan çocuk çalışkan olma yerine  yetersizlik duygusunu iliklerine kadar hissedecektir. Dışarıdan bir gözlemci(anne, baba, öğretmen vb) bu durumu şöyle ifade edecektir. Oğlum ders çalışmıyor, ödevini yapmıyor, ders dinlemiyor, dikkatsiz ve kısacası hiç bir şey yapmıyor. Soru, neden yapmıyor? cevap, bir şey yapıp suçlanmak yerine hiç bir şey yapmamayı  tercih etmektedir. Bu çocuğun bir sonraki süreçte kazanması gereken kimlik kazanması da istenen düzeyde olmayacaktır denilebilir. Çünkü kimlik ve benlik yapılarının oluşabilmesi için  çocuğu  çevresindeki uyaranlarla etkileşime girmesi ve etkileşim sonucunda kendine ilişkin bir yargıya varması gerekir. Güven duygusu, özerklik ve girişimcilik yerine güvensiz, kontrolün kendisinde olmadığını düşünen ve suçlanmayı öğrenen bir çocuk bu teste girmeyecek girse de asla başarılı olmayacaktır. Onun için en iyi iki çözüm vardır. bunlardan birincisi tepkisiz kalmak ikincisi ise her türlü saldıra açık olan benliğini korumanın bir yolu olarak saldırganlık tercih edilir. 

İkinci varsayım, çocuk okula başlayıncaya kadar geçen sürede kazanması gereken güven, özerklik ve girişimcilik duygusunu kazanarak okula başladı. Bu çocuğun kendini okula ait hissetmesi çok kolaydır. Çocuk kendini okula ait hissetmesi için okulla birlikte başlayan görevleri başarmada kendine güvenmesi, kontrolün kendinde olduğunu bilmesi ve bir işi başlatmada, sürdürmede ve sonlandırmada istekli olmasına bağlıdır. Bu üç duyguyu kazanarak okula başlayan bir çocuğun ders dinleme, ders çalışma, ödev yapma gibi sorumluluklarını yerine getirmede hissedeceği duygu başarma duygusudur.  Çünkü bu çocuk annem,babam ya da öğretmenin değil ben başardım diyecektir. Bu başaramama  duygusu ona aynı zamanda çalışkanlık özelliği de kazandıracaktır. Bu çocuğun ileride benlik tasarımı olumlu ben kimim sorusuna da vereceği  bir çok cevabı olacak yani kimlik karmaşası yaşamayacaktır. Bu bağlamda çocuklarımızı gözleyelim, güçlü yönlerini koruyalım, eksik yönlerini tamamlayalım ve yanlışlarını düzeltelim. Fakat bunları yaparken alacağımız önlemler var olan durumu daha da olumsuzlaştırmasın.  

Yorumlar

Lütfen aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
  • Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
  • Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
  • Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
  • Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
  • Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
  • Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
  • Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.