Çocuk hareket ister, eğlence ister. Top alalım, eşofman alalım, top oynasın. Bu hareketimizle çocuğu kendimize bağladık. Öğle namazına giderken “haydi çocuğum, seninle camiye gidelim” dersek, toptan memnun olan çocuk camiye de gelir.
Camide arka safta yerimizi alırız. Çocuk da yanımızda olsun. O sırada çocuk kulağımıza fısıldıyor; “Benim abdestim yok.” Şadırvanı işaret ediyoruz. Camiden çıkıp gidiyor. Abdest alıyor almıyor, sormamak lazım. Onun “abdestim yok” demesi dünyalara değer… Nasıl ki çocuk, yemek yiyince vitamini hissetmez amma vücut o vitamini alır. Aynı şekilde camiye giren çocuk hiçbir şey yapmasa da o manevi havayı alır.
Bu tatilde öncelikle onlara vakit ayırıp yemeklerimizi birlikte yemeye, sohbet etmeye çalışalım. Ne yazık ki yeni nesil dünya meşgalelerine takılıp akraba ziyaretlerini unuttu. Akraba ziyaretlerimizi sıklaştıralım. Peygamberimizin hadisi şerifinde de olduğu gibi '' Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse sıla-i rahim yapsın'' (akraba ziyaretlerini sıklaştırsın).
Çocuklarımızın dünya ve ahireti için faydalı olacak kitapları okumalarını sağlayalım. Ve sevgili genç arkadaşım hani bir arkadaşın seni ilim meclisine davet etmişti de sen ''Derslerim çok yoğun, sınavlarım var gelemem'' demiştin. İşte şimdi hiçbir engelin yokken, mümkün olduğunca ufkunu açmak ve imanını güçlendirmek için ilim meclislerine katıl.
Şimdi birisi der ki; “Benim zamanım yok, çocukla böyle uğraşamam.” Günler çabuk geçer, çocuk 20 yaşına gelir, ebeveynin şikâyetleri çoğalır…
O zaman ebeveyne sormak lazım, çocuğuna ne verdin ki ondan ne istiyorsun?
Yazan Nuray AYDIN İLGÜZ