Ender Serbes, yaptığı açıklamada, Sakarya’nın ciddi bir mülteci nüfusuna ev sahipliği yaptığını kaydetti. Sakarya’da en çok Suriyeliler bulunduğunu, bunları Irak, Afganistan ve diğer ülkelerden gelenlerin oluşturduğunu ifade eden Serbes, öncelikle bu durumun güvenlik ve huzur konusunda bir takım riskler barındırdığını ve önlemler almayı gerektirdiğini kaydetti.
GETTOLAŞMA ÖNLENMELİ
İmkanlar ölçüsünde mültecilerin ihtiyaçlarının karşılanmasının insanlık görevimiz olduğunu vurgulayan Serbes, “Ancak hem mültecilerin, hem de kendi güvenliğimiz için tedbir almamız da gerekir. Özellikle yabancıların gettolaşmanın yani belirli semtlerde yoğunlaşmanın ve suç işleme potansiyelinin önüne geçilmesi gerekir. Bu yapılmazsa çok ciddi bölgesel güvenlik sorunları yaşayabiliriz. Ayrıca bir yerde yoğunlaşma mülteciler açısından da yaşadıkları ülke ile entegre olması engeller. Bulundukları ülkenin dilini, kültürünü öğrenemezler. Toplumla sağlıklı şekilde kaynaşamazlar. Bir ülkenin kültürünü öğrenmek için de o ülkenin dilini bilmek çok önemlidir.“ diye konuştu.
DİL VE KÜLTÜR EĞİTİMİ VERMELİYİZ
Türkiye’nin yaş ortalaması 32 iken, özellikle Suriye’den gelen sığınmacıların yaş ortalamasının 22 olduğuna dikkat çeken Serbes, “Bizim nüfusumuzdan 10 yaş genç ve eğitimsiz bir toplulukla karşı karşıyayız. Ayrıca, ülkemizde bulunan Suriyelilerin yüzde 30’uda 0-10 yaş gurubunda. Nüfusları giderek de artıyor. Bu insanların büyük çoğunluğu en azından kısa zamanda ülkelerine dönmek istemiyor. Belki de hiç gitmeyecekler. Eğer bu insanlara iyi bir eğitim veremezsek, aile planlama bilinci oluşturamazsak, üretken hale getiremezsek, amaçsız, sokaklarda guruplar halinde boş boş gezen ve çevreye rahatsızlık veren tabloyu değiştiremeyiz. Bu konuda yerel yönetimlere de çok iş düşüyor. Mutlaka düzenlenecek kurslarla kendi dilimizi, değerlerimizi, kanunlarımızı ve insan haklarını ve insana saygıyı öğretmeliyiz. Bu konuda bilinçli bireyler oluşturamazsak bu gençler fuhuş, uyuşturucu, mafya gibi suç boranları ve çetelerinin ucuz sermayesi haline gelebilir. İşte o zaman ülkemizin ve şehrimizin huzuru ciddi şekilde bozulur.” uyarısında bulundu.
HAKSIZ REKABETİN ÖNÜNE GEÇMELİYİZ
Toplumda mülteci karşıtlığını önlemek için kendi insanımıza izin vermediğimiz hiçbir konuda, mümkün olduğunca mültecilere de izin verilmemesi gerektiğinin altını çizen Serbes, açıklamasını şöyle tamamladı: “Bu ülkede yaşayan, yaşamak isteyen herkes öncelikle bu ülkenin kurallarına uyması gerekir. Yetkililerin de bu konuda taviz vermemesi beklenir. Şehir esnafımızın mültecilerle ilgili en çok şikayeti, haksız rekabete neden olan düzensiz ve ruhsatsız açtıkları işyerleri. Bu işyerleri mutlaka denetlenmeli ve bir düzenleme ile ruhsatlandırılmalı. Aynı şekilde bizde, yanımızda çalıştırdığımız mültecileri kayıt dışı değil, bütün sosyal haklarını vererek istihdam etmemiz gerekir.”