Haberhendek’i takip edenler bilir. Hem gazetemizin genel politik duruşu hem de yazarlarımızın görüşleri ve bakış açısı hep gelişmeden akla ve bilime uygun görüşleri kimseye hakaret etmeden halkımızla paylaşmak olmuştur. Bu anlamda bizim Hendek’e bakış açımız iyinin doğrunun ve kişisel hırslarından arınmış vatandaşa hizmet etmek için gayret gösteren insanların yanında durmak olmuştur.
Yaptığımız haberlerde dikkat ettiğimiz en önemli husus Hendek’in menfaatleri olmuştur. Şayet Hendek kazanacaksa bizler sonuna kadar bu işin peşini bırakmadan takip edip kamuoyu oluşturmaya çalıştık.
İşte Fen Lisesi mevzuunda da durum böyle olmuştur. Neredeyse 100 bin nüfuslu ilçemizde nitelikli bir eğitim kurumunun olmayışı, çocuklarımızın başka il ve ilçelere gitmelerinin ilçemizin eğitim ve kültür hayatında büyük bir eksiklik olduğunu sürekli dile getirdik. Bu duruma kayıtsız kalmayan bazı siyasetçiler bu hususu bir görev olarak ele alıp sonuna kadar takip ettiler.
Geçmiş dönemde görev yapan Belediye Başkanları bu hususa yeteri kadar önem vermediler. Hatta ayaklarına kadar gelen fırsatları da kendi kişisel çıkarları ve öncelikleri uğruna teptiler. Kredi yurtlar kurumuna ait kullanılmayan öğrenci yurtlarının Fen Lisesine dönüştürülmesi hususunda il, ilçe milli eğitim müdürlerinin olumlu görüşleri zamanın Valisinin uygun görüşüne hatta TBMM Milli Eğitim komisyonu başkanı Sakarya Milletvekili Mustafa İsen’in girişimlerine rağmen Ali İnci’nin istememesi nedeniyle ilçemize okul değil hapishane açtırılmış ve Hendek’in Fen Lisesi hayali kabusa dönmüştür.
Yine o dönemde MHP ilçe başkanı Turgut Babaoğlu ise bu yurtların önüne gidip pankart açmış ve durumu protesto etmiştir. Fakat Ali İnci kurnazlığıyla darbe dönemi koşullarını da kullanılarak bu yerler Adalet Bakanlığına verilmiştir. Bizlerde Hendek’in hapishane ile değil eğitim kurumlarıyla anılması gerektiğini belirtmiştik.
Hani bakış açısı dedik ya bu durum her konuda da kendisini göstermiştir.
Beyefendi her zaman sporcu olduğundan ve yaptıklarından bahsetmesine rağmen Süleyman Seba spor kompleksi projesinde de sırf Turgut Babaoğlu bunu gerçekleştirmesin diye her şeyi hazırlanmış ve hayata geçecek olan bu büyük spor tesisinin yapımına Bakanlık nezdinde engel olmuş gecikmesine yol açmıştır. Neyse ki Cumhur İttifakı aklı selim davranarak Milletvekilimiz Levent Bülbül sayesinde konu aşılabilmiştir.
Hendekte yapılacak olan Adalet Sarayının ve mahkemenin buraya gelmesi, esnafların bu pandemi koşullarında devletimiz tarafından Esnafa verilen kredilerinin gecikmesinde de hep aynı basit kasaba siyasetçisi bakış açısı devreye girmiştir. Hendekliler bunları unutmaz.
Her hususta kendisi haricinde bırakın diğer partilerin hizmet etmesini kendi partisinin İçerisindeki İlçe Başkanlarına, Vekillere ve Belediye Başkan Adaylarına bile karşı çıkan bu zihniyete artık tüm Hendek halkı olarak karşı çıkmalıyız. Başta da iktidarı elinde tutan Cumhur İttifakının ortakları Ak Parti ve MHP bu zihniyetin önüne geçmeli ve bu marazalı bakış açısına son vermelidir. Aksi takdirde Hendek için yapılacak olan ve Hendeklinin menfaatine olan hizmetler sürekli sekteye uğrayacaktır.
Biz tabi bu anlayışı çok iyi biliyoruz. Her şey bana sorulsun, ben demeden bu ilçede çivi bile çakılamaz diyerek insanları kendine mahkum etmeye çalışan egonun tavan yaptığı Stalin anlayışıdır. Burada değinmeyeceğim ama Stalin’in tavukları hikayesini herkes bilir.
Fakat şunu bir türlü anlayamıyor bu anlayış. Hendekliler sizin yemlediğiniz tüyleri yolunmuş tavuk değildir.
Cumhurbaşkanımızın deyimiyle Dünya beşten büyüktür. Sen kendini kaf dağında görsen de Hendek senden büyüktür. Vatandaşımızın Sağduyusu 31 Mart seçimlerinde kendisini gösterdiği gibi her zaman galip gelecektir. Sizler ise Kaprislerinizle anılacak ve siyasetin tozlu raflarında kaybolup gideceksiniz.
Son olarak değerli okurlarımıza Haberhendek olarak ilçemize Fen Lisesinin, Süleyman Seba spor tesislerinin kazandırılmasında emeği geçen başta Sayın Bakanlarımız Ziya Selçuk ve Murat Kurum’a ilgili bakanlık bürokratlarına, bu işin mimarı olan MHP Milletvekilimiz Levent Bülbül’e, Belediye Başkanımız Turgut Babaoğlu ve arkadaşlarına teşekkür ederiz.
Ziya PAŞANIN sözleriyle
Eşşek ölür kalır semeri,
Yiğit ölür kalır eseri.