Dün, yaptığımız açıklamada yer alan asırlık ağaçların kesildiği alanın, yeni bir müftülük binası için tahsis edildiğini öğrendik. Öncelikle sormak isteriz Bu şehrin hafızasını neden silmek istiyorsunuz? Mevcut müftülük binasının hangi ihtiyacı karşılanamıyordu da, böyle bir değişim zaruret haline getirildi?
Diğer yanda, Hendek Melek Nişancı Huzurevi için alınmış olan “çürük raporu” ortada duruyor. Bu rapora rağmen binada yaşlı insanlarımız kalmaya devam ediyor. Olası bir depremde bu bina yıkılır ve içinde yaşayan, sokakta kalacak başka yeri olmayan büyüklerimiz hayatlarını kaybederse, bunun vebalini kim ödeyecek? Hangi vicdan, hangi makam bu acının altından kalkabilir?
Şimdi açıkça soruyoruz:
Bu şehir için acil olan, yeni bir müftülük binası mıdır, yoksa çürük raporlu huzurevinde yaşam mücadelesi veren yaşlılarımızın can güvenliği midir?
Ama ne yazık ki zihniyet belli: “İtibardan tasarruf olmaz” diyenler, halkın gerçek ihtiyaçlarını görmezden gelip, göz boyayan yatırımları tercih ediyor. Oysa bir şehrin gerçek itibarı, yaşlısına verdiği değerle ölçülür.
Ey Hendek’i yönetenler!
Kendini herkesin ve her şeyin üzerinde görenler!
Bu şehirde yaşayan herkesin gözünün içine bakarak, vicdanınızla cevap verin:
Bugün kimin hayatı öncelikli? Betonun mu, insanın mı?
Biz bu soruları sormaya, halkımız adına gerçekleri söylemeye devam edeceğiz.
Çünkü Hendek hepimizindir.
Çünkü bu şehrin vicdanı hala susmadı!
Yunus Emre Uzun
Zafer Partisi Hendek İlçe Başkanı