1980’li yıllardı bizler on on iki yaşlarındaydık. Sosyalleşmemiz, Şehirlerde bulunan sinema kavramıyla, atari salonlarıyla başladı.
Televizyonların yaygınlaşması, cumartesi geceleri Türk sinemaları ve çok katlarda yaşama hırsı, hocaları çirkin düzenbaz göstererek maneviyatın çöküşü ,pazar günleri kovboy dizileri, ağzında Marlboro sigarasıyla retkit ile batı hayranlığıyla devam etti.
Futbol fırtınası, Türk ve yabancı pop şarkılarıyla gece konserleri,yılbaşı kutlamaları,örfümüzü,ahlakımızı yerle yeksan eden,yayından kalkmasını defalarca dile getirdiğimiz,sahte ve yalan la süslenmiş,kadın düşkünü diye gösterilen atamız Osmanlı dizileri,ar ve namusumuzu hiçe sayan kardeşin yengesine,evladın,üvey annesine göz koyduğu Türk dizileriyle devam etti.
Esnafından öğrencisine,evlisinden dul olanlara varana kadar,herkesin gözünü ayıramadığı evlilik programları,magazin diye izlediğimiz televolelerle,adını bile telaffuz edemediğimiz survivor,biri bizi izliyor diye bir eve kapattığımız,kızlarımızın oğullarımızın yarıştırıldığı programlarla çöküş devam ede geldi.
Nimeti Allahtan değilde;uzuun kuyruklar oluşturarak nimet abladan aradığımız milli piyango,sayısal loto,şans oyunlarıyla ,yolunu bulduğumuz,
Medenileşme adı altında,atamıza sırtımızı döndüğümüz küfür ettiğimiz,yüzümüzüde batıya çevirdiğimiz,İlime bilime değil de; diplomaya önem verdiğimiz,çıkarımız için adam kayırdığımız,yalana teşvik ettiğimiz ve aile kavramının yıkılması için adeta benzini döktüğümüz kibriti çaktığımız günler başlamış oldu.
Bittimi?
Bitmedi ve bitmeyecek.
Türlü türlü oyunlarla ahlaki çöküşün hızlandığı internet,İnstagram,tiktok,YouTube,Facebook,kuşatmasıyla nihayet bu hale gelmiş,Z kuşağı,milenyum çağı diyerek cinsiyetimiz,evlatlarımız,elimizden alınmış oldu.Son çırpınışlarla!
Bizi kurtaran yokmu?
diye bağırıyor olsakta;
Ne olduğu belli olmayan aşılarla,süt tozu, bebek mamalarıyla,her türlü kimyasalı içinde barındırdığı haplarla,yasaklı maddelerle beyinler uyuşmuş,idrak edecek,doğruyu görecek insanların azaldığı,adeta paraya tapan,üç kuruş için vatanını satan insanların çoğaldığı bizleri korkutuyor olsada!
Herşeye rağmen
İş işten geçmeden
Büyük azaba düşmeden,
Aklımızı başımıza devşirirsek
Gerçekten istersek,
Kurtuluş reçetemiz
Peygamberimiz S A V zor zamanlarda söylediği gibi;
La tehzen innellahe meana.
Üzülme Allah bizimle beraberdir.
Hendek Din görevlileri derneği Başkanı Hasan Yalçın