Beyazıd Bestami tabibe yaklaşarak benimde bir hastalığım var bana da bir ilaç hazırlaya bilirmisin diye sorar tabib efendim hastalığınız ne söylerseniz yardımcı olabilirim der bunun üzerine o ALLAH dostu günah işlemek der, tabib efendim ben bu hastalığın ilacını bilmiyorum siz daha bilgili birisine danışsanız der. Bu sırada konuşmayı baştan sona kadar dinleyen parmaklık arkasındaki delilerden bir tanesi gel baba ben sana hastalığının tedavisini söyleyeyim der.
Beyazıd Bestami(k.s) deliye dönerek söyle bakalım neymiş der Deli
tövbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır kalp havanında tevhid tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir göz yaşı ile yoğur
aşk fırınında pişir akşam sabah bol miktarda ye der bunun üzerine Beyazıd Bestami(k.s) ağlamaklı bir halde vay dünyanın haline vay senide deli diye buraya koyanlara der ve oradan uzaklaşır.
Bir ara bir Allah dostunun kabrini ziyaret etmiştik. Çok tenha uzak ve zor bir yoldan çıkılmakta idi;
Sorduk bir bilene;
- Neden yanı başında bir köy var iken biraz ötede bir il var iken buraya gelip bir çile hane de yaşamış ve buraya defnedilmiş.
Oda bu sorumuza bir hikaye ile cevap verdi.
- Beldenin birinde bir pınar, dere, su …. Vs. varmış kim buradan su içerse dengeleri bozulur delirirmiş bu nedenle kimse oradan su içmezmiş. Günlerden bir gün biri nefsine malup olup;
- Neden içmeyeceğim ki bir denesek ölürmüyüz!
Demiş ve içmiş.
İçmiş içmesine ama hareketleri ve yaşamı değişmiş, içen hayatından memnun içmeyene garip gelmiş. Sonrasında da onu takiben 1 - 3 - 5 derken köy halkının biri hariç herkes içmiş, herkes delirmiş.
Bu sefer bütün deliler birleşmiş içmeyen o akıllıya deli demeye başlamışlar işte o zaman o kişi o diyarı terk eylemiş.
Sevgili okurlarım, Doğru söyleyen dokuz köyden kovulurmuş yada kendi terk edermiş. Deli olmadan veli olunmazmış.
Allah cümlemizi masivadan; rahmetiyle, hidayetiyle, inayetiyle muhafaza eylesin..
Yazan: Nuray Aydın İlgüz