Hayatta öyle insanlar vardır ki, imkânlara ve imkânların sınırlarına meydan okuyarak azimleri ve başarılarıyla örnek teşkil ederler. Ancak bu örneklik, yalnızca başarıyla sınırlı kalmaz; iyilik ve güzellikleri de içinde barındırır. Tıpkı bir kahramanlık hikâyesi gibi... Peki, kimden bahsediyorum? Elbette ki Yusuf Durdurmuş’tan.
Yusuf Durdurmuş, nam-ı diğer "Sakaryalı Yusuf", başarılarla dolu hayatıyla bir kahraman misali karşımızda duruyor ve birçok ilke imza atıyor.
Bir konuşmasında, “Engelli vatandaşlarımızın önündeki sosyal ve fiziki engeller kaldırıldığında ve kendilerine fırsat verildiğinde, hemen her alanda gurur verici başarılara imza attıkları görülmekte ve bu konuda gösterdikleri azim her türlü övgüyü hak etmektedir,” diyen Yusuf Durdurmuş, azmiyle hem engelli bireylere hem de engeli olmayanlara ilham veriyor.
"İmkânlar dâhilinde" diyerek attığı her adımda, aslında imkânların sınırlarını zorlamanın ne denli büyük başarılar ortaya çıkarabileceğini gösteriyor.
Yusuf Durdurmuş’un azim ve başarılarla dolu hikâyesi, aslında çok eskilere, çocukluk yıllarına dayanıyor. Keşif ruhlu bir çocuk olarak başladığı bu yolculukta teknolojik cihazları kurcalamaya merak salmış ve her kurcalamasından kendine dersler çıkararak bu alanda kendini geliştirmiş. Bu küçük keşifler, zamanla sayısız görme engellinin hayatına ve gönlüne dokunma vesilesi olmuş. Evet, yanlış duymadınız! Bir çocuğun merakıyla başlayan yolculuk, yıllar sonra görme engellilerin hayatını kolaylaştıran birer dokunuşa dönüşmüş.
Yusuf Durdurmuş, kendi ifadesiyle "imkânlar dâhilinde" çalışarak görme engellilerin teknolojik cihazlara erişiminden, bu cihazların yazılımlarına kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yürütmüş. Ancak burada asıl dikkat çeken, tüm bu çabaları tek bir kuruş dahi talep etmeden, yalnızca insanlara fayda sağlama amacıyla gerçekleştirmesi. Bu yönüyle Durdurmuş, sadece azmi ve başarısıyla değil, aynı zamanda insanlığı ve iyiliğiyle de örnek teşkil ediyor.
Kendi sözleriyle, “Engellilerin ayrıştırılmamış, bütüncül ortamlarda diğer bireylerle eşit şekilde toplumsal yaşama katılabilmeleri, birbirimize duyduğumuz saygı ve sevgi ile bağlantılıdır.” İşte tam da bu noktada, Yusuf Durdurmuş’un örnekliğinde, saygı ve sevginin ne kadar güçlü bir bağ kurduğunu görebiliyoruz.
Bu örnek hayat, hepimize azimle çalışmanın, iyilikle hareket etmenin ve imkânları zorlamanın nelere vesile olabileceğini gösteriyor. Yusuf Durdurmuş, gerçekten de adı gibi durdurulamayan bir ilham kaynağıdır.
"Engelli bireylerimizin meselesinin sadece engellilerin değil, aileleri başta olmak üzere toplumun her kesiminin meselesi olduğunu içtenlikle belirtmeliyim." düşüncesini savunan Yusuf Durdurmuş, Sakarya’da bir ilke, Türkiye’de ise ikinci olan Hendek Empati İstasyonu Projesi'nin hayata geçirilmesine öncülük etmiştir. Üstelik yalnızca öncülük etmekle kalmamış, proje kapsamında istasyonda rehberlik görevi de üstlenmiştir.
Peki, nedir bu empati istasyonu?
Haydi, proje detaylarını bizzat Yusuf Durdurmuş’un anlatımıyla öğrenelim:
"Hendek Görme Engelliler Empati İstasyonu'nun 5 bölümden oluştuğunu dile getiren Durdurmuş, misafirlerimiz ilk olarak bastonla yürümeyi öğreniyor, sonrasında sırasıyla Braille alfabesi yazımlı kitapları okuyorlar, matematik işlemlerinde abaküs ile toplama, çıkarma, bölme çalışmaları yapıyorlar. Daha sonra, ilçemizde bulunan Zeki Cömert Parkı şeklinde tasarlanan köprülerden geçerek parkta zaman geçiriyorlar. Ardından Hendek Pazar yerine gidip alışveriş yapıyorlar, alışveriş sonrası trafik ışıklarından karşıya geçiyorlar ve son olarak kafeteryada ikramlarda bulunuyoruz." şeklinde empati istasyonu projesini anlatan Yusuf Durdurmuş, tüm bu süreçler gerçekleşirken aynı zamanda da engellilerle ilgili bilgiler verdiklerini belirtmektedir.
Bu anlamlı proje, toplumda farkındalık oluşturmak ve bireylerin engellilerin karşılaştıkları zorlukları deneyimlemelerini sağlamak adına büyük bir adım olarak öne çıkıyor.
"Engelli bireylere farklı bir kişi gibi bakmanın bir mantığının olmadığını düşünüyorum. Bizler de sizler gibi birer insanız. Sadece eksiğimiz bizim görmüyor olmamız, başkasının duymuyor olması, başka birinin kolunun veya ayağının olmaması. Fiziki eksiklikler olabiliyor ama inanın, kendi alanlarında fırsat verildiğinde neleri başaracağını görüyoruz yaşantımızda." diyen Yusuf Durdurmuş, başarılarına başarı eklediği hikâyesiyle ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İnsanların gönüllerine ve hayatlarına dokunan, iyilikten iyiliğe koşan ve birçok ilke imza atmasına rağmen dur durak bilmeyen Yusuf Durdurmuş’u, 2012 yılında başladığı spor yolculuğunda da görüyoruz. 70’in üzerinde madalyayı gururla göğsünde taşırken karşımızda duran Yusuf Durdurmuş, aynı zamanda profesyonel bir yüzücü olarak da başarısını ortaya koyuyor.
Azim ve başarılarla dolu bu hayat hikayesi, elbette birçok detayı içinde barındırıyor. Ancak Yusuf Durdurmuş’un azmi ve başarıları, cümlelere ve sayfalara sığmayacak kadar derin; çünkü karşımızda gerçekten çok etkileyici ve kapsamlı bir yaşam öyküsü var. Yazımızı, Yusuf Bey'in şu sözleriyle noktalayalım: "Engellilik, sadece engelli vatandaşlarımızı ilgilendiren bir sorun değil, sosyal ve insani boyutları ile bütün bireyleri ilgilendiren önemli bir konudur. Çünkü tüm insanlar aynı zamanda birer engelli adayıdır"