Bir birine çok benzeyenler, birbirine hiç benzemeyenler….
Şimdi sizlere diğerlerine hiç benzemeyen bir siyasetçiden bahsetmek istiyorum. Her ne kadar günümüz siyasetine ve siyasetçisine benzemese de konumu gereği oda bir siyasetçi. Ömrünü “Allah davasına “ adamış, davası uğruna çile çekmiş, bedel ödemiş yiğit dava adamı… ZİHNİ AÇBA
Hepimiz bu güzel insanı bu özellikleri ile tanırdık, bende öyle tanıyordum. Taki kendisini yakından tanıyana kadar… Yaklaşık bir ayı geçkin süre öncesindeydi. Bu seçim birlikte çalışma kararı verildiği gün. Benden olmazsa olmaz üç isteği vardı.
Üzüntü, Mutluluk ve maneviyat
Şaşırdım bir nevi dona kaldım. Tüylerim diken diken oldu. Öyle ya.. Siyasilerin ezanı geciktirdiği,hutbeye çıktığı , cami, içerisinde boy boy fotoğraf çekildiği bir dönemde benden ilk olarak
Benim cami de fotoğrafımı çekme Mehmet oldu ( Zira ibadetin reklamı olmaz, olmamalı)
Beş vakit namaz kıldığını bildiğim şahit olduğum bu ülkü devi ağabeyimde gördüğüm ilk dikkatimi çeken şey fotoğraf çekmemi istememesinin dışında Cami’ye girerken temsil ettiği siyasi partinin rozetini çıkarıp cebine koyması oldu. Bunu yapması beni çok etkiledi ve böyle güzel birini tanıdığım için Allah’a şükrediyorum.
Hasta ziyaretlerinde hastane önünde gazetecileri bekleyip her hasta ile boy boy fotoğraf çektiren siyasetçilerin olduğu günümüzde ;
Hastane ve hasta ziyaretlerinde fotoğraf çekme bu ikinci şartım dedi. (Zira insanların sıkıntısı üzerinden reklam olmaz diyebilmek ancak ve ancak ona yakışırdı)
Cenaze ziyaretlerimiz de asla fotoğrafımı çekme bu üçüncü şartım (Zira insanların acılarını, gözyaşlarının üzerinden siyaset yapmak, reklam yapmak bize yakışmaz der gibiydi)
Bunların dışında İnsanlarımızın mutluluklarını pekiştirdikleri düğün cemiyetlerinde de temsil ettiği siyasi partinin rozetini çıkarması (insanların acısını da , mutluluğunu da siyasi reklam ve malzeme yapmamalı)
Yakinen şahit olduğum bir çok istismarcı siyasilerin hiç birine benzemiyordu. Hiçbirinde böyle bir yürek görmedim.
Sakarya seçmeni ilk kez bu kadar şanslı….
Vekaletini adam gibi adama vermenin onurunu, gururunu yaşayabilir. Üstün vasıflarıyla güzel bir insanı Ankara’ya yollamanın zevkini doya doya yaşayabilir.
Unutmadan….
Daha hiçbir sefer seçim çalışmalarında kullandığı arabasının kapısını birilerine açtırmayan, arabasının ön tarafında oturup makam koltuğu tabir ettiğimiz arka sağ tarafta oturmayan, koruma ordusu ile gezmeyen, mütevazi ama bir o kadar da dik duran çizgisinden asla sapmayan ülkü devidir ZİHNİ AÇBA….
Keşke …
Evet keşke herkes benim kadar şanslı olup Zihni abiyi yakından tanıma fırsatını yakalasa (Abi diyorum çünkü, kiminin kardeşi, kiminin abisi ,kiminin arkadaşı,kiminin amcası)
Günün hangi saati olursa olsun yüzünde ki tebessümü eksik etmeyerek ortama uygun bir şekilde espri yapmayı ihmal etmiyor.
Emin olun siyasette yeni bir nefes, yeni bir uslüp olacak. Emin olun bu seçimi sizler yani Sakarya seçmeni kazanacak. Emin olun adam gibi adam tarafından temsil edileceksiniz.
(Her gittiği yerde söylediği gibi, iktidar olduğumuzda vatandaşımızın sorunu çözülme noktasında gereken yapılır, Muhalefette olmuş olsak iktidarın vekilleri kulağının üzerine yatamaz. Ankara’da gözcü değil, Türk milletinin ve Sakarya’nın sözcüsü olacağım)
İşte o zaman ….
Verdiğiniz o kutsal oyların boşa gitmediğini göreceksiniz. Verdiğiniz kutsal oylarla Ankara’ya gidip sizleri unutanlardan kurtulduğunuzu göreceksiniz.
ZİHNİ AÇBA ….
Bir dava adamın da olması gereken tüm vasıfları üstünde taşıdığı gibi, insan fıtratının tüm özelliklerine sahip bir kişiliktir.
Sevgili Zihni abim…
Belki de bu yazıyı kaleme aldığım için kızacaksın… (kesin kızacaksın) Canın sağ olsun..
Allah çıktığın yolunu daima açık etsin sevgili abim…
Güzel insanların güzel makamlara gelmesi için mücadele veren tüm gönül erlerine selam olsun….