Özdemir ; Sakarya, geçtiğimiz yıl yaşanan kuraklıktan en çok etkilenen yerlerden birisi oldu. Kuraklıkla birlikte Sakarya ve Kocaeli illerinde yaşayan 2 milyona yakın insanın su ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü’nün su seviyesi hızla düştü ve kritik kot kabul edilen 29,9 metrenin altına seyretmeye başladı. Bu nedenle, geçen yaz Sakarya gündemini en çok işgal eden konulardan birisi Sapanca Gölü oldu.
Türkiye aslında su zengini bir ülke değil. Küresel ısınmanın etkisiyle daha da kurak bir ülke haline geliyor. Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Saim Özdemir de bu konuya dikkat çekiyor. Özdemir kuraklığın etkilerinin gelecek yıllarda daha fazla hissedileceğini vurgulayarak “Yarı kurak iklime sahip olan ülkemiz daha kurak bir hale gelecek. Zaten su zengini olmayan Türkiye, önümüzdeki yıllarda su bakımından daha da fakir hale gelecek” değerlendirmesinde bulunuyor.
Sakarya bölgesi de kuraklıktan etkilenen bölgelerden birisi. Son yıllarda azalan yağışlar ve artan su tüketimi ile birlikte, Sakarya’nın hayat kaynağı Sapanca Gölü’nün su seviyesinde kritik düşüşler oldu. Sapanca Gölü’nde su seviyesi geçtiğimiz yaz ayında son 10 yılın en düşük seviyesine inerken, krikit eşik kabul edilen 29,9 kotunun da altına düştü.
Gölün imdadına yağışlar yetişti. Sonbahar mevsiminin yağışlı geçmesi, ve kış mevsiminde de kar yağışının başlamasıyla birlikte Sapanca Gölü’ndeki düşüş durdu. Göl havzasına düşen etkili yağışlarla birlikte gölün su seviyesi yükselme başladı. Eriyen kar ve yağmurla birlikte Sapanca Gölü dikey olarak 1,5 metre yükselirken, su seviyesi 31,30 koduna ulaştı.
Göldeki yükselmenin sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Prof. Dr. Saim Özdemir, “Geçen yıla göre gölde 1,5 metrelik bir yükselme var. Kar yağışlarının devam etmesiyle göldeki yükselme devam edecektir. Kar yağışları hem gölün su hacmini arttıracak hem de su kalitesini yükseltecektir” şeklinde konuştu.
Küresel ısınmayla birlikte mevsimlerin kararsız hale geldiğini ve kuraklığın uzun vadede artacağını dile getiren Özdemir, Sapanca Gölü için uzun vadeli tedbirler alınması gerektiğini belirten Özdemir, “Bu sene yağışlı geçse bile gelecek yılın ve sonraki yılların kurak geçmeyeceğinin bir garantisi yok. Bu nedenle gölden sanayi amaçlı su kullanımına engel olunması, aşırı su tüketiminin önüne geçilmesi gerekir. Aksi takdirde gölün kendini yenilemesi mümkün olmaz ve 10 yıl içinde Sapanca Gölü’nü kaybederiz” diye konuştu.
Su kaynaklarının bilinçli bir şekilde kullanılması gerektiğini kaydeden Özdemir, su tasarrufunun bunun en önemli parçası olduğunu belirtti. Su tasarrufunun öncelikle hanelerden başlaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Saim Özdemir, “Bulaşıkları elde yıkamak yerine bulaşık makinesi kullanmak, diş fırçalarken suyu açık bırakmamak, duş sürelerini kısaltmak ve çim sulamalarının önüne geçmek gibi basit tedbirler, su tüketimini önemli ölçüde düşürebilir” şeklinde konuştu.