Çok değerli hemşerilerimiz.
Hayata geçirilmesi hedeflenen "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" bize özgü, Türkiyenin dinamikleri ve tarihsel birikimiyle uyumlu, Ak Parti ve MHP' nin mütabakatıyla hazırlanmış ortak bir tasavvurun ürünüdür.
Anayasa yapmak Millete ait bir haktır .
Dünyada Anayasalar, devleti hukukla sınırlamak için toplum tarafından hazırlanan metinlerdir. Ülkemizde ise Anayasalar vesayetci zihniyetler tarafından toplumu hizaya sokmak için hazırlanmış metinler olmuştur. Milletimiz bu zamana kadar bir Anayasa yazamamış olsa da "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" olarak tanımlanan modelle anayasada en anlamlı değişikligi yapacaktır.
1982 Anayasası sistem karmaşası içermektedir.
1982 Anayasasını yapan askeri idare , hükümet modeli olarak Parlementer sistemi önermesine rağmen, Cumhurbaşkanlığı makamını güçlü yetkilerle donatarak, iki başlı bir yürütme ön görmüştür. Askeri yönetimin zihnindeki, Cumhurbaşkanlığı makamı, Parlementer sistemde olması gereken sembolik konumunun çok üzerinde , seçilmiş devlet organları üzerinde güçlü bir vesayet rolü olan makamdır. Bu makamin her zaman eski bir asker veya askerlerin onayına sahip biri tarafından doldurulacağını hesaplamışlardır.
Milletmiz 2007 referandumunda oyunu bozmuştur.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri, siyasi tarihimizde krizlerle, muhtıralarla, darbelerle, bildirilerle anılmaktadır. 11. Cumhurbaşkanımız seçimi öncesinde de bu makam üzerinden seçilmişlere ve millete vesayet kurmaya alışık olan çevreleri bir telaş sarmış, mitingler yapılmış, 27 nisan askeri bildirisi ve 367 şartı dikta edilmişti.
Tüm bunlar karşısında dik duran Ak Parti iktidarı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kriz olmaktan çıkarılması için anayasa değişikliğinin önünü açarak, referandum kararı almıştır. Yapılan halk oylamasında Milletimiz "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kriz olmasını istemiyoruz . Bundan sonra Cumhurbaşkanını biz seçeceğiz " demiş, yüzde 69 evet diyerek değişime imza atmıştır. İlk uygulamasını da 10 Ağustos 2014’te Ak Parti kadrolarının lideri Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ı ilk turda Türkiye Cumhuriyeti halk oyuyla seçmiş ilk Cumhurbaşkanı yaparak göstermiştir.
Anayasada Cumhurbaşkanına tanınan görev ve yetkiler yanında halk tarafından seçiliyor olması, hükümet sistemimizi "yarı başkanlık sistemine" çevirmiştir. Bu değişimde geriye dönüş söz konusu olamayacağı için , anayasa değişikliği ile milletin yürüyüşüne uygun "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi" getirilerek, 2007’de başlayan süreç tamamlanmıştır.
Türkiye'nin Rejim sorunu yoktur
Türkiye'nin rejimi 1923’te belirlenmiştir. Cumhuriyet , milletimizin en kıymetli kazanımıdır. Türkiye'nin rejimi demokratik bir Cumhuriyettir. "Anayasa değişikliği ile rejim değiştiriliyor" söylemi tamamen kandırmaca ve milletimizin kafasını karıştırmaya yönelik bir çalışmatır. Yapılan Düzenleme Türkiye Cumhuriyeti devletinin rejimi ile ilgili değil hükümet modeli ile ilgilidir.
Yürütmede iki Başlılık sona erdirilecektir.
Anayasa değişikliğinin en önemli özelliği, yürütmeyi iki başlı olmaktan kurtarmaktır. Bu değişiklikle yürütme yetkisi halk oyu ile seçilen Cumhurbaşkanına ait olacaktır. Cumhurbaşkanı bu yetkilerini yardımcıları ve Parlamento üyeleri olmayanlardan atayacağı bakanlar ile kullanacaktır. Yasama yetkisi mecliste olacaktır. Yasama ve yürütme tamamen ayrılacaktır.
Bugün uyum var sistem krizi yok ya gelecekte ?
Günümüzde sistem krizinin olmamasının nedeni, Cumhurbaşkanımızın kurucu lideri olduğu Ak Partinin mecliste çoğunluk olması , Başbakanımızla uyumlu bir çalışma sergilemesidir. Farklı bir siyasi tabloda çıkması muhtemel gerilimlerin çözümü cok zor olacaktır. 2001 de Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan merhum Bület Ecevit arasında çıkan gerilimin ülke ekonomisinde nelere mal olduğunu unutmamak gerekir.
Mevcut Sistemde halkın seçtiği ve yürütme yetkileri olan Cumhurbaşkanı ile yürütmenin başında bulunan Başbakan adeta bir arabanın direksiyonundaki iki şoför gibidir. Farklı siyasi görüşte oldukları yada aralarında uyumsuzluk olduğu takdirde o arabanın devrilmesi mukadderdir. Bu durumun tek çözümü "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir".
Güçlü Bir Parlemento
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, Parlemento daha güçlüdür. Cumhurbaşkanı Parlementonun koyduğu kanunlarla görev yapabilir. Parlementonun onaylayacağı bütçe ile hizmet eder, seçimle gelip seçimle gider ,en fazla 5+5 olarak 2 dönem görev yapar. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri meclis kanunlarıyla hükümsüz hale gekecek üstünlük mecliste olacaktır.
Yargı Bağımsız ve Tarafsızlığı Güçleniyor
Öncelikle yargı "bağımsızlığı" ilkelerine "tarafsızlığı" da eklenerek, yargının tarafsızlığına güçlü bir vurgu yapılmaktadır. HSYK, HSK ya dönüştrülmüş, üye sayısı 22'den 13'e düşürülmüştür. Adalet Bakanı ve müşteşarın üye olacağı HSK'ya Cumhurbaşkanı 4 üye TBMM 7 üye seçilecektir. Anayasa mahkemelerindeki asker kökenli üyelerde çıkarılarak, AYM üye sayısı 15'e düşürülmüştür. Mevcut durumda "Vatana ihanet" dışında sorgulanamayan Cumhurbaşkanı, yeni sistem onaylandığı taktirde tüm icraatlarından dolayı hesap sorulabilir olacaktır. Yeni sistemde yargılamaya kapalı alan, kişi ve konu bırakılmamıştır . Hesap sorulamayan hiç bir yetkili söz konusu değilir.
Devlet Yönetiminde denge ve Uzlaşma
Cumhurbaşkanlığı ile Milletvekilliği seçimleri birlikte yapılacak ve birlikte yenilenecektir. Her iki tarafta biri seçim yenileme kararı aldığında kendi seçimide yenileceğinden yasama ve yürütme arasında vuku bulacak sorunların cözülmesi sağlanacak ve sistemin tıkanması önlenecektir.
Son Söz
Milletmizin Kurtuluş savaşında yedi düvele karşı herşeyini ortaya koyarak vatanını kurtarmış ve Cumhuriyeti kurmuştur. 15 temmuz darbe teşebbüsüne karşı tüm gücüyle direnmiş , tarihte eşi görülmemiş şekilde darbecileri hezimete uğratmıştır. Vatanına, bayrağına, demokratik rejimine sahip cıkmıştır. Bu tarihe not düşmüş millete, rejim değişikliği ve diktatörlükten söz etmek , milletimizi tanımamak ve hakaret etmektir. Bu vesileyle rejimin ve demokrasinin teminatı kanunlarında ötesinde bi zati aziz milletimizin kendisi olduğunu asla unutmamak ve unutanlara gür sesle hatırlatmak gerekir. "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde" koalisyon ihtimali yoktur, istikrar vardır. Kalkınmanın, büyümenin sebebi istikrardır.
Türkiye Cumhuriyeti, Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bir bütündür. Üniter yapımızı koruyarak, dünyadaki uygulamalardan ve köklü devlet geleneğimizi dikkate alarak formüle edilen " Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi" Milletimiz uygun bulursa "evet" diyerek onaylayacaktır. Bu değişikliği kişi ve partilere göre değil Türkiyenin ilerlemesine ve cocuklarımızın geleceğini düşünerek daha geniş bir yaklaşımla değerlendirmeliyiz.
Evet diyerek Ülkemizin gelecekte yaşayabileceği muhtemel kriz tehlikeleri ortadan kaldıralım. Cumhuriyetimizi ve Demokrasimizi güçlendirelim.
Ali Kemal Sofu
Ak Parti Hendek İlçe Başkanı